Felaketler çağında akıl ve ruh sağlığımızı nasıl koruyabiliriz?
Time Code 01:25
“Felaketlerin bu kadar yoğun hissedilmesinin nedeni, yalancı bir iyilik hissinin verilmesiyle ilgili olabilir. İnandığımız yalanlarla, karşılaştığımız gerçekler arasındaki çatışmanın dehşetini yaşıyor olabiliriz”
Türkiye, on günü aşkın bir süredir orman yangınlarıyla mücadele ediyor. Yangınlarla ilgili bir türlü sevindirici haberlerin gelmemesi, yangınların daha çok büyüyerek yerleşim yerlerine kadar ulaşmasıyla; üzüntü ve acı, yerini endişe ve korkuya bıraktı.
Bu endişe ve korkunun beraberinde; kendimizi suçlu, güvensiz, çaresiz ve yetersiz hissettik.
Yangınlara yeterli ve etkin müdahalenin yapılmadığını düşündüğümüz için güvensiz,
Yangınları söndürebilecek yeterli uçaklarımız ve helikopterlerimiz olmadığı için yetersiz,
Yangınları söndürme çalışmalarına katılamadığımız için çaresiz,
Yangınların sebebinin büyük bir parçası olduğumuz için de suçlu hissediyoruz…
Yangınlar büyüdükçe, bu duyguları daha çok yoğun hissettik ve kaygı düzeyimiz arttı. Birçoğumuz uyuyamaz, yemek yiyemez, çocuklarıyla ilgilenmez günlük rutinini devam ettiremez oldu. İşlerimiz aksadı, çalışma motivasyonumuzu kaybettik.
Deprem, sel, salgın, yangın derken adeta bir felaketler çağı yaşıyoruz.
Peki bu felaketler çağında akıl ve ruh sağlımızı nasıl koruyacağız?
Konuğum Uzman Psikiyatrist Dr. Agah Aydın, felaketler çağında yaşanan kaygı bozukluğunu ve felaket dönemlerinde travmatize olmanın nedenlerini anlatıyor.
Haber metninin devamı Kısa Dalga’da…